Hayali karakter ufuk çizgisinden dünyaya doğru düşmeye başlamıştı.
Çın Çın
Mektubun sağ alt köşesinde kırmızı bir kalemle yazılmış kargacık burgacık harfler vardı. Eğitim seviyesinin düşük olduğunu gösterir miydi bu? Bir ölçüt müydü bu? Ne olduğunu umursamadı çünkü düşünmesi gereken bu değildi. Mektuba döndü.
Golem – III
İlyas Efendi de bir taraftan koşarken bir taraftan da kitapta golemle ilgili bir bilgi bulurum umuduyla sayfaları hızla çeviriyordu. Fakat umutsuzca kitabı heybesine koyduğuna bakılırsa tek çare alnındaki yazıyı ne yapıp edip silmekti. Son olarak girdikleri sokak büyükçe bir meydana açılmıştı.
Golem II
(…) İlyas’ın sesi o kadar net ve kısık çıkmıştı ki, Mustafa Ağa gıkını çıkarmadan kafasını sallayıp içeri girdi. Dosdoğru karısının yanına gidip şöyle bir dürttükten sonra evden çıktığını söyledi. Uyku serseminde olan karısı bile bir şeylerin döndüğünü anladıysa da Mustafa Ağa’nın cevap vermeyeceğini bildiğinden sadece arkasından bakmakla yetindi.
Golem, ikinci kısmıyla sizlerle.
Ayının Burma Bilezikleri
Ne kadardır yoldaydık ya da ne kadar daha gidecektik hatırlamıyorum. Tepemizdeki güneşe karşılık yoldan gelen rüzgârın koruması altındaydık. Mobiletin kulağımızı sağır eden sesi arasında bağırdım.
“Abi, bir yerde dur da az dinlenelim.”
Ses gelmedi ya da geldiyse de duymadım. Tekrar bağırdım.
Geçen Aya Mektuplar
Oğuzhan Eren bulduğu bir mektubu karanlıkta okumaya çalışıyor ancak gurur yapıp sensörlü lambaya el sallamıyor.
Ayı Şevket
Tabutun kapağı birden yukarıya doğru fırladı ve üzerindeki yeşil örtü kalabalığa doğru bir gelin buketi gibi uçtu. Kalabalık, yeşil örtüyü kapmak için birbirini ezdi. Yan köyden Arap Ali kaptı yeşili, “Sonunda, sonunda.” diye bağırdı. Yeşili kapamayanlar hüzünlü, Arap ise gayet keyifliydi. Yeşil örtüyü gösterip hava atıyordu çevresindeki insanlara.
Dönercinin Kılıcı
Ellerini sırtında kavuşturmuş bir adam, yıllardır döner ekmek sattığı dükkânının kapısından dışarıdaki yağmuru seyrediyordu. Duruşunu bozmadan sigarasını bitirdi. Sert bir dudak hamlesi ve kuvvetli bir nefesle izmariti ağzından fırlatıp dükkâna girdi. İçeride müşteri yoktu. Dükkânın arka tarafındaki ufak odaya doğru yöneldi. Üst üste yığdığı ayran ve meyve suyu kolilerinin arkasından, tek koluyla duvardan destek alarak kocaman bir kutu çıkardı.