Golem II

(…) İlyas’ın sesi o kadar net ve kısık çıkmıştı ki, Mustafa Ağa gıkını çıkarmadan kafasını sallayıp içeri girdi. Dosdoğru karısının yanına gidip şöyle bir dürttükten sonra evden çıktığını söyledi. Uyku serseminde olan karısı bile bir şeylerin döndüğünü anladıysa da Mustafa Ağa’nın cevap vermeyeceğini bildiğinden sadece arkasından bakmakla yetindi.

Golem, ikinci kısmıyla sizlerle.

Golem I

Büyükçe, meşeden yapılma masanın az berisinde kalan pencereden içeri sızan ışık, zifirle kaplı odayı az da olsa aydınlatmıştı. Dışarıdan gelen gece kuşlarının sesleriyle birlikte segâh makamından yürüyen sobanın yanına serilmiş iki şiltede yatanlar ise Arap namlı Mustafa Ağa ve karısıydı. Az sonra iki ev ötedeki ufak, mahalle yardımıyla yapılmış caminin imamı Muzaffer Efendi de sabah ezanını okumaya başlayınca ezana eşlik etmeye başlayan köpekler yüzünden kalkan Mustafa Ağa şöyle bir etrafına bakınınca kendisini neyin kaldırdığını anladı.

“Yalnız Nar” İncelemesi

Bir rüyanın -belki de kâbusun- derin hatırası ile başlar kitap. Baş karakterin kabuslarının daimî misafiri olan ölümün ona neden bu denli fazla uğradığı kitabın ilerleyen bölümlerinde ayyuka çıkacaktır. Babası gasilhane sahibi olan, geleneksel bir Şii ailesinden gelen Cevat’ın çocukluğundan yetişkinliğine dek başından geçenlere tanıklık eder okuyucu. Önceleri yaz tatillerinde babasının yanında çalışarak gaslin ince ayrıntılarını öğrenmeye çalışan Cevat, babasının ölümden para kazandığı gerçeğini epey uzun bir süre göz ardı etmeye çalışır.

Hatıralar ve İnsan

Hatıralar dünyasının içinde, bulunduğumuz zamanın tüm gerçeklerini unutturacak bir çekicilik vardır. Buna kapılmayı çoğu insan sever. Kötü hatıraların geçtiğine sevinip güzel hatıralarınsa; ya içine dalıp aynı hissin sahtesini çağırarak ya da bu hatırayı bir daha yaşamak için umutlanarak mutlu olurlar.