İstasyonların trenlerini
Korkusuz adımlardı bazı vagonlar
Adsız kızlardı gördüğüm
Elleri fazla beyaz
Saçları farklı renklerde,
O gün doğarken
İstasyonlarda gördüğüm
Gafil bir kızdı, o
Adsız kızlardan belli,
Çünkü
O benim gibi olamaz
Tek üzüntüsü belki
Tırnakları fazla kısa,
Kar yağarken isabetli gelen şimşeklerdi
O günleri görmek için
Koşturduğum adsız kızlardı
Elbiseleri farklı şehirlerin asfaltına değmiş
Son anda el sallamaktı
İçimdeki kısa aşkların
Pratik karşılığı
Topraktan evlerde yaşayamayan bendim
Özümde sadece ufak taklitler,
Güzel kızlar vardı adsız
Sadece istasyonda gözükmeyen
Ama hâlâ benim gibi değiller
Elleri fazla beyaz,
Son bir bakıştı
Kısa sevdaların pratik karşılığı
Düşünüp dururdum
Ve bir gün
Kendimce ona bir isim koydum

Adı Nisan
Sonra aralıksız bir 25’te
Ardı ardına
Bir kaç Nisan geçti
Renkleri her saç telinde
Uzun üzüntüler kısa tırnaklarında birikti
Ama şeytan hiç izin vermedi kesmesine
Gözsüz kedilerdi onun gövdesine
Çıkma telaşesi ile yanıp duran,
Boğazını yakan çelikten sınırlardı
Telleri çitleri çok mu fazla
Önlüksüz çocuklardı
Farklı renklerden bukleler arasında duran,
Hasır altı edilen
Yaz yanıklarıydı
Güneş ellemiş ve bırakmamış uzunca,
Bazı günler sadece istasyona giderdim
Adı Nisan olan aylara inat
Ama
Zaten bugün sıradan bir gün
Taşra istasyonlarında
Sabah yaralanmaları ile

Mahmut Can Güloğlu

Kapak İllüstrasyonu: Anonim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir