Ve senin büyümen
Serpilişi yağmurun tanesiz
Tanesiz insanların
Uzaktan görüntüsü ile
Aynı
Mahmut Can Güloğlu, “Ta Bi” şiiri ile Dümen Dergi’de!
Ve senin büyümen
Serpilişi yağmurun tanesiz
Tanesiz insanların
Uzaktan görüntüsü ile
Aynı
Mahmut Can Güloğlu, “Ta Bi” şiiri ile Dümen Dergi’de!
Eskisinden daha yakın olmalı
Bütün kırmızılar delilikten
Kaldırım taşı eskiliğine
Siyah beyaza daha yakın olmalı
Berke Yalçın’ın şiiri “Eskisi Kadar Yakın Olamaz” Dümen Dergi’de!
Bir İstanbul efendisi, âlimi ve şairi olan Bâkî; bugüne kadar zihnimizde kalan birkaç mısrası ile anılmaya devam etmektedir. 16. Yüzyılın Türk şiirini usulca uyandırıp medeniyet kütüphanemizi aydınlatan bu şairden bir divan ve üç adet dinî kitap kalmıştır. İnci gibi dizdiği gazellerden sızan rüya ve uyku konulu beyitleri bir kompozisyon çerçevesinde sunulacaktır. Buna başlamadan önce şairi kısaca tanıtmak yerinde olacaktır.
Karşımda o varmış gibiydim dün gece. Tuttum ellerini, baktım gözlerine. Bir insan bu kadar mı güzel bakardı ya Rabbim, bu kadar güzel mi tutardı bir eli? Hani içinize işler ya bazı bakışlar, sizi mıh gibi tutar ya olduğunuz yere, aklınıza aşkın kemendini atar ya, güvercin gerdanlığı gibi boynunuza aşk ipini dolar ya! Kurtulabilirseniz kurtulun, ayağı ökseye takılmış bir kuş olur yüreğiniz.
“hülasa bir an önce uyanmak
yağmura sığınmak istedim
belki kurtulurum diye”
Emirhan Ergün’ün Rüya teması için yazmış olduğu şiiri, “bir rüyâ” Dümen Dergi’de!
Kırmızı ya da mavi hap… Matrix evreni dediğimizde akla gelen ikonik sahnelerden ilki budur genelde. Ancak filmi her izlediğimde, beni sorgulamaya iten başka bir sahne olmuştur; sevgili hainimiz Cypher’ın bir bifteği afiyetle mideye indirdiği sahne. O güzel, sulu ve lezzetli bifteği ağzına atmadan önce aklında tek bir şey var. Bifteğin gerçek olmadığı. Sevgili Cypher, bifteği yerken lezzet almadığından bahsetmese de gerçek sandığı hissin sanal olmasından rahatsız.
Egon Schiele dendiğinde akla ilk gelen eserler çıplak bedenler ve otoportrelerdir. Sanatçının, olanı farklı algıladığı her eserinden anlaşılır. Resmettiği insanların bedenleri olduğundan daha çirkin, yüzleri ise daha keskin ve serttir. Eserlerinde daha çok sulu boya ve kurşun kalem kullanmayı tercih eden Schiele’nin bazen bu iki tekniğe tebeşir karıştırdığı da bilinir.
Tanrıya tevekkül,
Bağnazca tefekkür
Yaslanan ilahi ölümcür.
Sorar zile penç kala
“Bakışsız bir kedi kara”
Ayşe Dursun’un kaleminden “Kedi Çuvalı” Dümen Dergi’de!