Yaratılış hikâyeleri, Büyük Patlama, Uranos ve Gaia’nın evliliği, adına ne demek isterseniz deyin, evrenin nasıl oluştuğuna inanıyorsanız inanın, hangi dini inancı benimsemiş olursanız olun, yüksek ihtimalle kuşların umurunda değilsiniz. Ne oldu, şaşırdınız mı? İnsanlığın en büyük paradokslarıyla başlayan bir paragraftan, daha ağır ve oturaklı cümleler beklediğinize eminim fakat üzgünüm.
Anadolu Kültüründe Kuş İmgesi ve Don Değiştirme
İnsanın anlam arayışının cansız varlıklara dahi hayat atfettiği bir dönemden günümüze taşınan kuş imgesine dünyanın her yerinde rastlayabiliriz. Zira bazen ödünçleme bazen de tamamen kendine özgü bir inanç ile ilkel dönemin toplulukları kuşlara çeşitli kimlikler yüklemişlerdir.
Ok Sun Ri Man
“Doğduk bir aralıkta,
Ve senle tanıştım
Ağaç söyledi ilk ismini
Heceler bir bir çıktı uvazımdan,
Uzağımdan geçen kervanların sırtından
Tuzak bu tepelerde”
Mahmut Can Güloğlu, “Ok Sun Ri Man” isimli şiiri ile Dümen Dergi’de!
Araby
Dudaklarımın ucuna gelip giden
Parmaklarımı yaralayan
Mürekkep izlerine çağrı
Onun adı
Mahmut Can Güloğlu’nun şiiri “Araby” Dümen Dergi’de!
Saz Yolu Üslubunun Örneklerle Anlatımı
Saz Yolu üslubunun yaratıcısı olarak bilinen Şah Kulu 16.yüzyılda yaşamış ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde saray nakkaşhanesinin başındaki sernakkaştır. Resmi kayıtlarda Bağdatlı olduğu belirtilmektedir. Resim ve nakış eğitimini Tebriz’de Aga Mirek’ten almış ve yeteneğini geliştirmiştir. Başbakanlık Osmanlı Arşivinde bulunan bir belgede, Yavuz Sultan Selim’in Şah İsmail’e karşı kazandığı zaferin ardından Tebriz’den Amasya’ya oradan da İstanbul’a sürgün edilen sanatkârlar arasında Şahkulu’nun da adı geçmektedir
Ta Bi
Ve senin büyümen
Serpilişi yağmurun tanesiz
Tanesiz insanların
Uzaktan görüntüsü ile
Aynı
Mahmut Can Güloğlu, “Ta Bi” şiiri ile Dümen Dergi’de!
Eskisi Kadar Yakın Olamaz
Eskisinden daha yakın olmalı
Bütün kırmızılar delilikten
Kaldırım taşı eskiliğine
Siyah beyaza daha yakın olmalı
Berke Yalçın’ın şiiri “Eskisi Kadar Yakın Olamaz” Dümen Dergi’de!
Bâki Kalan Bu Kubbede Bir Hoş “Rüyâ” İmiş
Bir İstanbul efendisi, âlimi ve şairi olan Bâkî; bugüne kadar zihnimizde kalan birkaç mısrası ile anılmaya devam etmektedir. 16. Yüzyılın Türk şiirini usulca uyandırıp medeniyet kütüphanemizi aydınlatan bu şairden bir divan ve üç adet dinî kitap kalmıştır. İnci gibi dizdiği gazellerden sızan rüya ve uyku konulu beyitleri bir kompozisyon çerçevesinde sunulacaktır. Buna başlamadan önce şairi kısaca tanıtmak yerinde olacaktır.
Gül Muştusu
Karşımda o varmış gibiydim dün gece. Tuttum ellerini, baktım gözlerine. Bir insan bu kadar mı güzel bakardı ya Rabbim, bu kadar güzel mi tutardı bir eli? Hani içinize işler ya bazı bakışlar, sizi mıh gibi tutar ya olduğunuz yere, aklınıza aşkın kemendini atar ya, güvercin gerdanlığı gibi boynunuza aşk ipini dolar ya! Kurtulabilirseniz kurtulun, ayağı ökseye takılmış bir kuş olur yüreğiniz.









