Sanki doğdum doğalı kırk yaşındayım:
İçimde melodisi yıllanmış bir şarkı,
Sakince döner durur hep aynı yerde.
Hep aynı söze tutunurum sımsıkı;
Uğultular yankılanır perde perde.
Bilmem ki hangi sırrın telaşındayım,
Sanki doğdum doğalı kırk yaşındayım.
Kar yağar yağmur yağar yalnız izlerim.
Mevsimler titredikçe titrer rüzgarla,
Sığırcıklar meçhul bir diyara uçar.
Artakalan o incecik damlalarla,
Geyiğin boynuzunda bir çicek açar;
Bilirim dokunursam çürür ellerim.
Kar yağar yağmur yağar yalnız izlerim.
İçimde yorgun bir deniz çalkalanır;
Duygular birer birer vurur kıyıya.
Göğsümde fırtınadan kalma bir nefes,
Dalgalara serpilmiş binlerce fulya,
Ve dudağımda beni yıpratan bir ses.
Uzakta ala gemiler dalgalanır;
İçimde yorgun bir deniz çalkalanır.
Akşam oldu, akşamlar nasıl da ıssız.
Aynalar sere serpe böldü yüzümü,
Avuçlarımda donuklaştı vakitler.
Gitmek gerek çözmeden bu son düğümü;
O son tren kaçmadan, o son ümitler.
Gideceğim maziden öylece vedasız,
Akşam oldu, akşamlar nasıl da ıssız.
-Emrecan Polat
