Neme yeter gece madem sonu var İspatıyım işte göklerin Aklımdakini yazmış biri Başkasını başka biri Dönüşüm öteden beri Hep bu burcun içinde kaldı Düşünme yağmura …
Şepit
bahara baş çevirdim bilince suyun tadınıbi’ tepsi şepittin kucağımda kırıldınsen yalnız uçarsın diye öptüm bir kanadınıbahtın karaymış dedin allahaısmarladık sen söküldün bileklerimden aya dolandınbeni, değildir …
SENİ BİLEN KURŞUNA DİZİLSİN
Durduğun zemin kanun hükmündedir Bir tarafın İkarus’a çalar Bir tarafın meyhanede Telli saz duyarsın ki ekte bendir Gözünü kıssan daha açamazsın Gün başka vurur mehtap …
Mavi fısıltı
Mavi Fısıltı Büyülü bir haritanın içinde Hiç bilmediğimiz sokaklarda Nefes almadan uçuyor gibi.. Nereye çarpacağını bilmeyen Kanadı kırık bir kuş gibi Bu bilinmez karanlık haritada …
Emily in Paris: Bu Kadar Popülerse Neden Sevilmiyor?
2020’nin popüler Netflix dizileri arasında yer alan Emily in Paris, geçtiğimiz günlerde 2. sezonu ile ekranlara geri döndü. Peki Emmy ve Altın Küre ödüllerine aday gösterilen bu komedi-drama neden kritiklerden oldukça sert yorumlar aldı? Bazı yorumların başlıklarını görmek diziye karşı oluşan antipatinin derecesini anlamamıza yetiyor: “2. Sezon Fransaya Sığ bir Kaçış”, “Romantizm Bile Bunu Kurtaramaz”, ve son olarak “Fransız Klişelerinin Izdıraplı Bir Arınma Ayini”. Peki Netflix’e gelmesiyle hızlıca Top 10 listesine yükselen bu dizi gerçekten izlemeye değer mi?
ÖZLEMEK AMA NEYİ?
Özlem ile ölüm; İki karındaş hece Hayat bir bahr-i sefid, hayat çöl ve bir çile! Elbet sızılarımız çıkar birgün ayyuka. İntizam üzre atmaz her kalp …
Çifte Kırma
Gök kubbe bütün ağırlığıyla bastırmış kaybolan ve kaybolacak dakikalar için telaşları da beraberinde getirerek derin nefesleri gerektirmeye başlamıştı. Gündüz ateşte kavrulmuş tarlalar ay ışığı altında dinleniyordu. Kavaklar her zamanki ıslığını tutturmuş, dallarını göğe uzatıyordu. Namazının son rekâtını kılıp kavaklara özenir gibi ellerini yaşama tutunurcasına göğe kaldırdı. İçeriden en küçüğün ağlayışını duyuyor her bağırışında karnı sıkışıyordu. Geçenlerde muhtara demişti, “Gel gidelim Tilki İsmet’in arabasıyla, gösterelim şu çocuğu bir hekime.”
Fazla Kişisel Çeyiz Takımı
Açılamamış çeyiz sandıklarını yıllarca sırtında taşımak zorunda kalan kadınlar ve onlara bunu yükleyen insanlar.









