Gecenin ucunda yol aldım yalınayak
Kumral saçlarında yığılmış papatyalar
Gözlerin pınarlara kaynak, içim çöl
Kuruyor sana uzanmayan bağlar
Rıdvan Yıldız, Veryansın isimli şiiri ile Dümen Dergi’de!
Gecenin ucunda yol aldım yalınayak
Kumral saçlarında yığılmış papatyalar
Gözlerin pınarlara kaynak, içim çöl
Kuruyor sana uzanmayan bağlar
Rıdvan Yıldız, Veryansın isimli şiiri ile Dümen Dergi’de!
Eğitimini almış bir kadının ekonomik olarak özgür olacağını, kimsenin eline bakmak zorunda kalmayacağını dolayısıyla istemediği bir evliliğe zorlanamayacağını belirten Fatma Aliye, bu düşüncelerini Refet isimli kitabı ile okuyucusuna sunar. Romanın başkarakteri, aynı zamanda romana ismini veren Refet, henüz daha küçük bir çocukken okuyucunun karşısına çıkar. Adım adım hem fiziksel hem de fikirsel anlamda büyümesine tanıklık eder okuyucu.
Tanrıya tevekkül,
Bağnazca tefekkür
Yaslanan ilahi ölümcür.
Sorar zile penç kala
“Bakışsız bir kedi kara”
Ayşe Dursun’un kaleminden “Kedi Çuvalı” Dümen Dergi’de!
Bir Dağa çıktın mı
Başka bir dağ karşılar seni
Elime tüfek aldım mı
Başka bir tüfekli
Mahmut Can Güloğlu’nun kaleminden “Vietnam Nerede?” Dümen Dergi’de!
Nocturnal Animals; uzun süredir izlediğim, alt metnin en özgün yolla verildiği, öykü anlatımının insanın kanının donmasına, kalbinin göğsünden fırlayacak gibi çarpmasına sebep olduğu, bir film sever olarak şaheser olarak adlandırabileceğim, intikam ve travma temasının işlendiği en başarılı filmlerden biridir.
“Bir derdi olmalı şairin…” diye aklından dalgın dalgın geçirdi dişlerini fırçalarken. Aynadan delici bakışlarla derdini araştırır gibi gözlüyordu kendini. Ön dişlerini iyice fırçaladıktan sonra azı dişlerine şöyle bir değdirdi fırçayı. Fırçanın üzerindeki köpükleri yıkadıktan sonra ağzını çalkaladı ve kendi kendine konuşmaya devam etti: “Bir derdim de yok ki…”.
Adonais, Shelley’nin İngiliz şair John Keats’in ölümü üzerine yazdığı elli beş kıtalık bir ağıttır. Keats 23 Şubat 1821’de Roma’da, 25 yaşındayken tüberkülozdan ölmüştür. Shelley, Keats’in ölümünün isimsiz bir eleştirmenin acımasız saldırılarıyla hızlandığı izlenimine kapılmıştı. Shelley, Keats’in ölümünün gerçekliğini ancak “Zavallı Keats için pişmanlığımın ve onurumun imgesi” olarak adlandırdığı Adonais’i yazmayı bitirdiğinde öğrenebilmişti.