Hayatta bizi en çok rahatsız eden şey, olanlardan ziyade olmayanlardır. Şöyle bir sağınıza solunuza bakın, her yerin boşluktan ibaret olduğunu göreceksiniz. Boşluklarla dolu bu yaşama ayak uydurabilmemiz tam anlamıyla bir mucize. O kadar tehlikeli ve yıkıcı şeyler ki, onları ortadan kaldırmak çoğu zaman tekrardan refahı sağlayabiliyor. Bir bebeğin ağlamasına sebebiyet veren şey de midesindeki boşluktur. Omzunuza alıp ufak hamlelerle sırtına pıt pıt diye vurmak suretiyle onun geğirmesini sağlayıp midesindeki bu zararlı boşluktan kurtulmasına yardım edebilir, çirkin suratına tatlı bir tebessüm kondurabilirsiniz.Bunu yapmadan önce omzunuza yıkayabileceğiniz bir bez koymanız tavsiye edilir.

Şimdi o gazını çıkardığınız bebek büyüyecek ve bu sırada bebek olduğu için bomboş olan zihnini türlü türlü şeylerle dolduracak. Hatta bazı şeylerle zihnini doldurabilmek için onlara para ödemesi gerekecek. Para öderken boşalan cüzdanını da dolduracak… Bu kadar fazla boşluğun yıpratıcı etkisinde yaşamak oldukça zor. Bu nedenle bazen yaşamak mümkün olmayabiliyor bile. Hatırlar mısınız Titanik neden batmıştı?
Elbette ki bazı boşluklardan içeri su dolduğu için batmıştı. Yani gemi buz dağına çarpsaydı ve o boşluklar açılmasaydı, şu an Leonardo DiCaprio hala yaşıyor olabilirdi -kaldı ki Allah rahmet eylesin.- Bu da demek oluyor ki olayın buz dağıyla doğrudan bir alakası yok, buz dağı ufak bir etken.

Uzay dediğimiz şeyin İngilizce adı da “space” yani boşluktur. Uzayda buz dağları yoktur fakat gezegenler arasında o kadar fazla boşluk vardır ki uzay aslında çok daha tehlikelidir. Uzayda boş ciğerlerinizi havayla dolduramazsanız, gerçekten ölürsünüz. Yalnızca bunlarla da kalmıyor, bu boşluklar insan ilişkilerini de derinden etkiliyor. “Kendimi boşlukta hissediyorum” cümlesi bir dertleşme seansında kurulabilen cümledir ve bu yüzden de boşluk eşittir dert diyebiliriz. Uzak ilişkilerde en büyük problem aradaki boşluktur ki “Aa evet ya, yan yana geldiğimizde daha az kavga ediyoruz.” dedirtir.  Ayrıca şöyle bir baktığınızda, birtakım ihtirasların yaşanabilmesine olanak sağlayan cinsel ilişkiler de iki insanın arasındaki boşluğun minimal düzeye indirgenmesi üzerine kuruludur. Umarım aramızdaki düşman gözlerinizde netleşiyordur.

Tam olarak bu yüzden insanlık bu boşlukları doldurma yeteneği kazanmak için kendini dört şeritli evrim otobanında* bulmuştur. Bu yolda çok düşük hızlarda seyrederken önüne hava kabarcıklı ambalaj çıkmıştır. Büyük bir hırsla o baloncukları patlatmak istemenizin sebebini düşünün. Bulamayacaksınız çünkü içinizde bu boşlukları ortadan kaldırmak isteyen bir savaşçı var. Eğer hiçbir zaman bu arzuya kapılmıyorsanız, içinizde o savaşçı olmadığı için de büyük bir boşluk var demektir. Problemdir, kontrol edilmesi gerekir. Zira yüksek yerlere gelebilmiş insanlar, ünlü, zengin ve meşgul kişiler bu durumun o kadar bilincindeler ki kendi boşluklarını profesyonelce organize etsinler diye sekreterlere para verirler. Yeni aldığınız bir elektronik cihazla ilgili duymak isteyeceğiniz en son şey temassızlık sorunudur. Ki bu da devre elemanları arasında bir boşluk olduğuna işaret eder. Aynı şekilde hayatınızdaki değerli elemanlarla da aranızı açmayın, onlara sıkı sıkı sarılın. Pek dandik bir “bunları biliyor muydunuz?” yazısında görmüştüm, uzayda o kadar boşluk var ki, eğer bu boşluğu çıkarırsanız bir limonun içerisine sığar. Yanlış. Boşlukları ortadan kaldırırsanız sevgi dolu sıcacık bir kalbin içine sığarsınız.

*İki şerit gidiş, iki şerit dönüş.

One Reply to “Limon”

  1. Okumaya başladığımda ne tuhaf bir fontmuş acaba siteyle ilgili bi sıkıntı mı var dedim kendi kendime. Boşlukların olması anında rahatsız edebildi beni. Tabi yazının sonuna doğru geldikçe kafamdaki boşluklarla ilgili düşüncelerin boşluklarının dolması sonucu sevgi ve huzurla yazıdan ayrıldım.

    Diye düşünmüşüm….

    Sonrasında boşluk üzerine düşündüm bizi huzursuz eden şeyler belli boşlukların olması mı yoksa belli boşluklar oluşturabilecek bir şeyler bulundurmamızdan mı kaynaklanıyor nihayetinde nihai bir boşluk aslında hiç boşluğun olamaması anlamına gelmiyor muydu ?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir