Adonais: An Elegy on the Death of John Keats, Percy Bysshe Shelley
I
Adonais için ağlıyorum- o ölü!
Ah Adonais için ağlıyorum! Göz yaşlarımız,
Sıkıca tutmuş kırağıyı çözemez!
Ve sen, üzgün Saat, tüm o yılların arasından seçilmiş olan sen
Kaybımıza matem tutmak için, kuytudaki arkadaşlarını uyandır,
Ve onlara kendi acımızı anlat, de ki: “Benimle birlikte
Öldü Adonais; Gelecek
Geçmişi unutmaya cüret edene dek, onun kaderi ve ünü
Sonsuzluğa dek yankı ve ışık olsun!”
I weep for Adonais—he is dead!
Oh, weep for Adonais! though our tears
Thaw not the frost which binds so dear a head!
And thou, sad Hour, selected from all years
To mourn our loss, rouse thy obscure compeers,
And teach them thine own sorrow, say: “With me
Died Adonais; till the Future dares
Forget the Past, his fate and fame shall be
An echo and a light unto eternity!”
II
Neredeydin, kudretli Ana, o öldüğünde,
Oğlun öldüğünde, karanlıkta uçuşan mızraklarla paramparça edildiğinde?
Neredeydi zavallı Urania
Adonais öldüğünde? Peçeli gözleriyle,
Yankıları dinlerken, cennetinde
Usanır Urania, birisi yumuşak büyüleyici nefesiyle
Tüm solmuş nağmeleri yeniden tutuştururken,
Altındaki cesetle alay eden çiçekler gibi,
O yaklaşan ölümün iri cüssesini süsleyip sakladı.
Where wert thou, mighty Mother, when he lay,
When thy Son lay, pierc’d by the shaft which flies
In darkness? where was lorn Urania
When Adonais died? With veiled eyes,
‘Mid listening Echoes, in her Paradise
She sate, while one, with soft enamour’d breath,
Rekindled all the fading melodies,
With which, like flowers that mock the corse beneath,
He had adorn’d and hid the coming bulk of Death.
III
Ah Adonais için ağlıyorum- o ölü!
Uyan hüzünlü Ana, uyan ve ağla!
Ama niçin? Alevler içindeki yataklarını söndür
Kederli göz yaşlarınla, ve bırak öfkeli kalbin
Onunki gibi, sessiz ve tatlı bir uykuya dalsın;
O gittiğinden, her şeyin bilgelik ve adaletle dolu olduğu bir yere
Alçal- ah, hayal etme ki o şehvetli
Derinlik
Ona yaşam nefesini verecek;
Ölüm onun sedasızlığından beslenir, ve güler bizim umutsuzluğumuza
Oh, weep for Adonais—he is dead!
Wake, melancholy Mother, wake and weep!
Yet wherefore? Quench within their burning bed
Thy fiery tears, and let thy loud heart keep
Like his, a mute and uncomplaining sleep;
For he is gone, where all things wise and fair
Descend—oh, dream not that the amorous Deep
Will yet restore him to the vital air;
Death feeds on his mute voice, and laughs at our despair.
IV
Ağıt dökenlerin en ahenklileri, ağlayın yeniden!
Döv bağrını ey Urania! O gitti,
O ki ölümsüz neslin atası,
Kör, ihtiyar ve kimsesiz; ülkesinin kibri,
Rahipler, köleler, ve hürriyet hırsızları,
Onu ayaklar altına alıp,
Şehvet ve kan dolu ayinleriyle alay ettiler onunla
O yürüdü, korkusuzca,
Ölümün uçurumuna doğru; ama onun berrak Ruhu
Yine de hüküm sürer dünyaya; ışığın oğullarından üçüncüsü.
Most musical of mourners, weep again!
Lament anew, Urania! He died,
Who was the Sire of an immortal strain,
Blind, old and lonely, when his country’s pride,
The priest, the slave and the liberticide,
Trampled and mock’d with many a loathed rite
Of lust and blood; he went, unterrified,
Into the gulf of death; but his clear Sprite
Yet reigns o’er earth; the third among the sons of light.
Percy Bysshe Shelley ( 4 Ağustos 1792 – 8 Temmuz 1822) İngiliz romantik şairlerinden biridir. Şiirlerinde, politik ve sosyal görüşlerinde radikal olan Shelley, yaşamı boyunca şöhrete kavuşamamıştır ancak ölümünden sonra şiir alanındaki başarıları giderek dikkat çekmeye başlamıştır.
Adonais, Shelley’nin İngiliz şair John Keats’in ölümü üzerine yazdığı elli beş kıtalık bir ağıttır. Keats 23 Şubat 1821’de Roma’da, 25 yaşındayken tüberkülozdan ölmüştür. Shelley, Keats’in ölümünün isimsiz bir eleştirmenin acımasız saldırılarıyla hızlandığı izlenimine kapılmıştı. Shelley, Keats’in ölümünün gerçekliğini ancak “Zavallı Keats için pişmanlığımın ve onurumun imgesi” olarak adlandırdığı Adonais’i yazmayı bitirdiğinde öğrenebilmişti. Çok az şairin hayatı Keats’inki kadar talihsiz olmuştur fakat hiçbiri bu elli beş kıtadan daha güzel bir şiire ilham kaynağı olmamıştır. Bu şiiri yazarken Shelley, Theocritus’un (M.Ö. üçüncü yüzyılın büyük Yunan pastoral şairlerinden biri.) pastoral geleneğinde yazılmış iki Yunan şiirinden esinlenmiştir. Bunlardan ilki, Theocritus’un taklitçisi olan M.Ö. birinci yüzyılın pastoral şairi Bion tarafından yazılan “Adonis’e Ağıt”tır. Shelley zaman zaman Bion’un Adonis’e olan ağıtını, özellikle açılışta kopyalar. İkinci Yunan şiiri “Bion’a Ağıt” pastoral bir şair ve Bion’un öğrencisi olan Moschus tarafından yazılmıştır. Moschus, Bion’un erken ölümü üzerine bu ağıtı yazmıştır. Shelley’nin Adonais’i en büyük İngiliz ağıtlarından biri olmuştur. Bir romantik dönem şairi olan Shelley’nin eserlerinde Antik Yunan etkilerini görebiliriz. Romantikler, Antik Yunan ve Roma’nın entelektüel ve sanatsal başarılarının batı kültürünün temellerinden biri olduğu kabul ederler.
Adonais, Yunan mitolojisinde, güzel ve genç bir adamdı. Aşk tanrıçası Afrodit ona âşık olmuş fakat trajik bir şekilde Adonais avlanırken bir yaban domuzu tarafından öldürülmüştür. Onun ölümü Afrodit’i o kadar üzmüştür ki Zeus yılda altı ay boyunca onunla birlikte kalmasına izin vermiştir. Afrodit Urania, Yunan tanrıçası Afrodit’in, “göksel” veya “manevi” yanı anlamına gelir ve onu Afrodit Pandemos’un daha dünyevi yanından ayıran bir epitetidir*. İkisi çoğunlukla literatürde beden ve ruhun “göksel” aşkını fiziksel şehvetten ayırmak için kullanılır. Afrodit Urania yüksek ve saf aşk tanrıçası olmuştur; Afrodit Pandemos ise cinsel şehvet tanrıçası. Shelley bu şiirde “Adonis”in yazımını “Adonais” olarak değiştirir ve Urania’yı sevgilisi değil, Adonais’in annesi yapar. Bazı kaynaklarda da Adonis Afrodit’in oğlu olarak anlatılır. Şair Urania’yı oğlunun vakitsiz ölümünden acı çeken anne olarak betimler.
Bir bakıma, Keats ölmemiş ve diğer büyük şairler gibi, hayatından ve şiirinden beslenenlerin içinde yaşamaktadır.
“Gözyaşlarımız, Sıkıca tutmuş kırağıyı çözemez!” dizesinde şair yas tutanların gözyaşlarının Keats’i hayata döndürmeyeceğini söylüyor. Shelley bu parçada Keats’in öldüğü saati ele alıyor. Keats’in erken ölümünün trajedisine tanık olduğu için saati kişileştirip üzgün sıfatını vermiş. Keats’in şöhreti ve kötü bahtı her zaman hatırlanacak ve gelecek çağlar için bir ışık görevi görecek. Geçmiş gelecek tarafından unutulamaz ve bu nedenle Keats’in şiirsel başarısı ve erken ölümü asla unutulmayacak.
Oğlu Adonais (veya Keats), eleştirmenlerin acımasız eleştirisiyle öldürüldüğünde Urania buna tanık olmamıştı. “Urania” kelimesi “Göksel” anlamına gelir. Keats ölümün derin bölgelerine gitti ve asla dünyaya geri dönmeyecek.
Üçüncü parçada ölümü “Şehvetli” olarak nitelendirmiş çünkü ölüm, ölülerin yaşayanların dünyasına geri dönmelerine izin vermeyecek kadar düşkündür onlara. Yaşam nefesi, yaşayanlar tarafından solunan hava anlamına gelir. Ölüm, Keats’in artık şarkılarını söyleyemeyeceği için mutludur. Ölüm, Keats’in bu dünyadan ayrılışının yasını tutanların kederiyle alay eder.
Son parçada şair “O öldü” derken referans John Milton’a yapılmıştır. Shelley ölümsüz bir şiirin yazarı olan Milton’dan (Kayıp Cennet’in yazarı) kör, yaşlı ve yalnız olarak bahsetmiştir – Milton 46 yaşında kör olmuştu-. “Rahipler, köleler, ve hürriyet hırsızları” dizesindeki rahip Anglikan Kiliselerini temsil eder; köle Kraliyetçi Partisi temsil eder; ve hürriyet hırsızı olarak II. Charles’ı ifade eder.
Epitet: Epitet, canlıların Latince ikili adlandırma sisteminde kullanılan ikinci kelimedir. Epitetler çoğunlukla türün bir özelliğinin belirten sıfatlardır.
Kaynakça
Shelley, Percy Bysshe. “Adonais: An Elegy on the Death of John Keats.” Poetry Foundation, 1821, www.poetryfoundation.org/poems/45112/adonais-an-elegy-on-the-death-of-john-keats.
“Adonais: An Elegy on the Death of John Keats by Percy Bysshe Shelley.” Poem Analysis, poemanalysis.com/percy-bysshe-shelley/adonais-an-elegy-on-the-deaath-of-john-keats/#:~:text=Shelley%20in%20this%20poem%20changes,February%2C%201821%2C%20of%20tuberculosis. Accessed 23 July 2020.
Can, S. Klasik Yunan Mitolojisi. İnkılap Kitabevi, 1997.
Kapak İllüstrasyonu: “Venus and Cupid lamenting the dead Adonis“, Cornelis Holsteyn, 1656.
Müthiş bilhilendirici ve duygulandırıcı bor yazı olmuş çeviri için de teşekkürler